SAHİH-İ İBN-İ HİBBAN Zvd

BABLAR    KONULAR  -  NUMARALAR

KİTABU’Z-ZÜHD

<< 1379 >>

DEVAM: 29- Selefin Yaşamları Hakkında

 

(:-2537-:) Abdullah b. Luhay el-Hevzeni anlatıyor: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in müezzini Bilal ile karşılaştım ve ona:

 

"Ey Bilal! Bana, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in nafakası (geçimi) nasıldı, onu anlat" dedim. Bilal şöyle anlattı:

 

Onun hiç bir şeyi yoktu. Allah Teala'nın onu Nebi olarak gönderdiği zamandan vefat ettiği zamana kadar alıp verme işlerinde ben vekil kılınmıştım. Ona giysisi olmayan bir müslüman geldiği zaman onun emri üzere gider borç bularak o kişiye hırka veya elbise alıp yemek verirdim. Bir zaman müşriklerden bir kişi bana: "Ey Bilal! Benim malım çoktur, benden başka kimseden borç alma" dedi. Ben de öyle yaptım. Bir gün abdest alıp namaz için ezan okuyacağım sırada o müşriğin bir tüccar topluluğuyla geldiğini gördüm. O da beni görünce: "Ey Habeşi!" diye seslendi. Ben: "Buyur!" deyince, bana asık bir suratla kötü sözler söyleyip: "Borcunu ödemeye ne kadar var biliyor musun?" diye sordu. Ben: "Yakındır" cevabını verince: "Borcunu ödemeye dört gün kaldı. Sen de olan parama karşılık seni alacağım. Ben sana verdiğimi, yanımda bir değerin olduğundan veya arkadaşının bir değeri olduğundan dolayı vermedim. Ancak bana köle olarak geri dönmen ve eskisi gibi koyun gütmen için verdim" dedi.

 

Benim de insanların üzüldüğü gibi içime bir üzüntü düştü. Sonra gittim ve namaz için ezan okudum. Yatsı namazını kıldığım zaman Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ailesinin yanına geri döndü. Ben de yanına girmek için izin istedim, izin verdiğinde de: "Ey Allah'ın Resulü! Babam sana feda olsun! Sana anlatmış olduğum ve kendisinden borç almış bulunduğum o müşrik kişi bana şöyle şöyle dedi. ikimizin de yanında borcumu ödeyecek bir şey yok. Bu kişi de beni (insanlar arasında) rezil eder. Allah Teala, Resulüne benim borcumu kapatacak bir rızık verene kadar gece vakti şu yeni müslüman olmuş kabileierin yanına gideyim" dedim. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Sen öyle istiyorsan ben de sana izin veriyorum" buyurdu.

 

Sonrasında evime geldim. Kılıcımı, ok sepetimi, kalkanımı ve ayakkabımı baş ucu ma koydum. Yüzümü de güneşin doğacağı yöne doğru verip uyudum. Her saat başı uyanıyor ve daha gece olduğunu görünce geri uyuyordum. ilk tan ağardığında ben gitmek üzereyken bir adamın koşarak geldiğini gördüm:

 

"Ey Bilal! Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) seni çağırıyor, yanına git" diyordu. Ben de bunun üzerine Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanına geldim. Malları üzerinde çöktürülmüş olan dört deve gördüm. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanına vardım ve girmek için izin istedim. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana:

 

"Müjdeler olsun! Allah sana borcunu ödeyecek mal verdi" buyurdu. Ben de Allah'a hamd ettim. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) :

 

"Yükleriyle çöktürülmüş dört deveyi görmedin mi?" diye sordu. Ben: "Evet" deyince: "Onlar da, üzerlerinde olan elbiseler ve yiyecekler de senindir ..

 

Onları bana Fedek büyüklerinden bir kişi hediye etti. Onları al ve borcunu öde" buyurdu. Ben de öyle yaptım. Yükleri indirdim ve develeri bağladım. Sonra sabah namazı ezanı için Mescid'e gittim. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) namazı kıldırdıktan sonra Bakl'ye gittim. ellerimi kulaklarıma koyup:

 

"Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den alacağı olan gelsin" diye çağırmaya başladım. Bende iki veya bir buçuk ukiyye (gümüş) kalana kadar satıp satıp borcumu ödedim. Mescid'e gittiğimde gün yarıyı geçmişti. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ise Mescid'de tek başına oturuyordu. Ona selam verdim. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) :

 

"Borcu ne yaptın?" diye sorunca: "Allah, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in bütün borcunu ödedi, borç adına bir şey kalmadı" dedim. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Bir şey arttı mı?" diye sorunca: "Evet, arttı" cevabını verdim. Bunun üzerine: "Beni bunlardan kurtar" buyurdu. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yatsı namazını kılınca beni çağırdı ve: "Sendeki artan mal ne oldu?" diye sordu. Ben: "Kimse gelmediğinden dolayı halen bendedir" dedim. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) o gün Mescid'de sabahladı. ikinci gün de Mescid'de kaldı. O günün sonunda binekli iki kişi geldi. Onlarla beraber gittim ve onlara giysi satın alıp yemek yedirdim. Yine Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yatsı namazını kıldıktan sonra beni çağırıp:

 

"Sendeki artan mal ne oldu?" diye sorunca: "Ey Allah'ın Resulü! Allah seni onlardan kurtardı" cevabını verdim. Bunun üzerine artan mal yanında iken ölümün kendisine gelmesi korkusuyla tekbir getirip Allah'a hamd etti. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) çıkınca, hanımlarının yanına gelene kadar arkasından onu takip ettim. O hanımlarına tek tek selam verdi ve yatağına geldi. Senin bana sorduğun işte böyledir.'

 

- - -

İsnadı ceyyiddir. Hadisi İbn Hibban, İhsan 8/89, 90 (6317), Ebu Davud (3055, 3056), Beyhaki, Delailu'n-Nübüvve (1/348, 350) ve Taberani, M. el-kebir 1/363, 365 (1119, 1120)